Şebnem Gürler ile ....
Şebnem Gürler

1. Şirketiniz ve pozisyonunuz hakkında kısa bir bigi verebilir misiniz?

Unilever'de çalışıyorum. 20. Yılım. IT'de çok değişik pozisyonlarda çalıştım; global ve bölgesel rollerde. Şu an içinde Türkiye'nin de içinde bulunduğu 8 ülkeden sorumlu IT Direktörü'yüm.

2. PBS Bilişim nasıl tanıştınız?

SAP projelerimizi özellikle bölgesel SAP projelerimizi yaparken; SAP'nin basis, adminstration ve authorization konularında çalışmak üzere kendileriyle ben anlaşmıştım. İlk birlikte çalışmaya başladıkları yönetici benim. Çok mutluyum bundan dolayı.

3. PBS Bilişim ile gerçekleştirdiğiniz proje hakkında bilgi verebilir misiniz?

Çok farklı projeler yaptık. İlk başladığımız proje; birçok ülkenin de içinde olduğu SAP projesiydi. Bu zaten hem teknik olarak hem süreç olarak hem coğrafi olarak hem de kültürel olarak çok zorluklarla dolu çok yenilikçi bir projeydi. PBS de bizim uzun yol arkadaşımız oldu. Proje boyunca bizimle beraber çalıştılar. Proje bittikten sonra da zaten desteğe devam ettiler. Aslında projeden çok; içinde projelerin olduğu bir program demek belki daha doğru olur.

4. PBS ile birlikte yaptığınız projeler süresince aldığınız hizmet kalitesini değerlendirebilir misiniz?

PBS bizim için artık vazgeçilmez bir iş ortağı. Yani bir tedarikçi-müşteri ilişkisinden çok gerçek bir ortaklık yaşadığımızı söyleyebilirim PBS'le. Bütün zorlukları aştık. Gece gündüz birlikte çalıştık. Yani Unilever'le PBS gerçekten ayrılmaz ikili oldu. Hem işe yaklaşım hem sorunların çözümü hem kendini adama hem teknolojik olarak kendini geliştirme alanlarında PBS'i dört dörtlük bir şirket olarak görüyorum.

5. İleride yeni projeler veya düzenli SAP desteği konusunda PBS ile tekrar çalışmayı düşünür müsünüz?

Zaten halihazırda Unilever PBS'le çalışyor çünkü Unilever; sürekli yeni projelerin uygulandığı bir şirket. IT, zaten böyle bir şey. Sürekli bir macera içindeyiz. Destek anlamında da zaten PBS şu anda bu bölge artı global olarak da birçok bölgeye destek veriyor. PBS'le olan çalışmalarımıza devam ediyoruz ve devam da edeceğiz.

6. PBS Bilişim özellikle proje yaptığı şirketlerle düzenli çalışmaya özen göstermektedir. Şirket olarak PBS yapacağı geliştirme ve değişim işleri hakkında beklentiniz var mı? (eğitim, teknolojik gelişim ve değişimler hakkında düzenli görüşmeler, potansiyel proje ve support değişiklikleri )

PBS Unilever'le zaten çok yakın çalışıyor. Çok güzel bir diyaloğumuz var. İş ilişkisinin dışına taşan arkadaşlık mesela; bu anlamda da gerçekten bütün PBS çalışanlarıyla çok yakınız. Son yıllarda zaten eğitime, aldıkları elemanların yetiştirilmesine de çok odaklanmaya başladılar. Uzun vadeli olarak düşünüldüğünde insana yatırıma önem vermelerini kendilerine öneririm: Gençlerin yetiştirilmesi; kaliteli gençlerin işe alınması ve daha sonra da yetiştirilmesi noktasında daha da fazla çalışma yapabilirler. Şirketlerinin tanıtımı, diğer şirketler ve bütün sektör tarafından anlaşılması, farklı projelrde de daha fazla yer almaları PBS için iyi olacaktır.

7. PBS'i benzerlerinden ayıran özellikler nelerdir?

PBS denince benim aklıma "güven" geliyor. Bu çok önemli. Ben PBS'e sonuna kadar güveniyorum. Muhakkak ellerinden gelenin daha fazlasını yapabileceklerini biliyorum. Onlar için bir sınır yok. Bence benzerlerinden ayıran en önemli nokta bu. Çünkü bu sektörde herkes çalışıyor, herkes çözüm üretiyor ama kendini adamak, sonuna kadar gitmek, her projeye kendi işinmiş gibi yaklaşmak; bence en önemli özellikleri bu.

8. PBS deyince aklınıza gelen 3 kelime nedir?

Kendini adama, güven, sınırsız çalışma.

9. PBS ile yaptığınız projelerde yaşadığınız, unutamadığınız bir anınızdan bahseder misiniz?

Benim onlarla çok sayıda unutamadığım anım var. Fakat birkaç kere sorun çözmek için yanyana bilgisayarın önünde saati unutarak çalıştığımız durumlar oldu: Konuşarak, alternatifleri değerlendirerek, saatlerce yanyana kaldığımız ve bunu da hiçbir şekilde gerilmeden birbirimizi sıkmadan, bunaltmadan ve gerçekten yardımlaşarak yaptığımız anlar. Dediğim gibi o noktada artık bir tedarikçi-müşteri ilişkisi yok. O noktada artık aslında IT de yok. O noktada artık o sorunu çözmek için bir araya gelmiş insanlar var. Böyle bir birleşim. O geceler geliyor aklıma birlikte çalıştığımız. Bu bazen bilgisayar önünde bazen evlerimizde ama yine sanal olarak konuştuğumuz geceler geliyor.

10. PBS'in şirketinize kattığı en büyük değer ne olmuştur?

PBS'in bize kattığı en büyük değer aslında bütün bu SAP sistemlerinin devamlılığı olmuştur. Ben şunu çok açıkça ifade edebilirim ki: PBS olmasaydı biz çok daha büyük sorunlar yaşardık ve o sorunları çözemezdik. Ve bizim için SAP'de yaşanan her sorunun maddi ve manevi büyük karşılıkları var: Maddi açıdan sistemin kullanılamaması ve manevi olarak da şirketimizin itibarı söz konusu. Bir çok sorun yaşanabiliyor. PBS sayesinde biz devamlılığı olan çok az problem yaşayan ve çıkan problemlerin de çok hızlı çözüldüğü sistemlere sahibiz. Bunda gerçekten PBS'in çok çok büyük bir rolü var. Çünkü teknik altyapı doğru çalışmazsa; sistemler doğru çalışmıyor. Bu altyapıyı biz PBS'e borçluyuz diyebilirim.